9. Yargı Paketi – Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
Denizli Milletvekili Cahit ÖZKAN ve 134 Milletvekilinin hazırladığı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” (2/2258) TBMM Adalet Komisyonu’ nda kabul edilerek hazırlanan rapor 3 Temmuz 2024 tarihinde TBMM Başkanlığı’ na sunulmuştur.
Önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulunda görüşülecek olan teklif ile, kadının kendi soyadını kullanmasıyla ilgili düzenleme yapılması, annelere de baba ile çocuk arasındaki soybağının reddi için dava açma hakkı verilmesi, evlatlığın nüfusta anne ve babası olarak evlat edinen kişilerin adının yazılmasıyla ilgili düzenleme yapılması, idari yargıda temyizle ilgili düzenlemeler yapılması, birden fazla baronun bulunduğu illerde adli yardım ödeneğinin oranıyla ilgili düzenleme yapılması, arabuluculuk görüşmelerine tarafların katılımının teşvik edilmesi, mesleğinde 20 yıl kıdeme sahip hukukçuların arabuluculuk eğitimi almak şartıyla sınavsız olarak arabulucu olabilmesi, hakaret suçunun sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinin uzlaştırma kapsamından çıkartılarak önödeme kapsamına alınması ve şikâyete tabi olan hakaret suçunda şikâyet süresinin 2 yılı geçmeyecek şekilde düzenlenmesi, uzlaştırma yolunun etkinliğini artırmaya yönelik düzenlemeler yapılması ve uzlaştırmacıların sadece hukuk fakültesi mezunu olanlardan olabilmesi, mahkemelerce şirketler hakkında kayyım atanmasına karar verildiği takdirde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atanabilmesine imkân veren kanuni düzenlemenin süresinin uzatılması, Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı ve İdari Yargı Ön Sınavı kapsamındaki hukuk alanlarının ve soru sayısının artırılması, hâkim ve savcı yardımcılığı mülâkatına çağırılacak aday sayısının azaltılması ve soru sorulacak hukuk alanlarının artırılması, açık artırma suretiyle yapılan e-satışlarda pey süresinin uzatılması, trafikten men edilerek alıkonulan araçlardan yediemin otoparklarında bulunup da sahipleri tarafından teslim alınmayan veya sahiplerine ulaşılamayan araçların satış usulünün kolaylaştırılması amaçlanmaktadır.
20 farklı kanunda değişiklik yapan ve 39 maddeden oluşan Kanun teklifini adalet hizmetlerinin etkinliğini artırma, yargısal süreçleri hızlandırma, suçla etkin mücadele sağlama, ceza adalet sistemini ve hukuki güvenliği güçlendirme, temel hak ve özgürlüklerin korunması ve genişletilmesini sağlama, aile kurumunu güçlendirme, hukuk ve ceza uyuşmazlıklarında alternatif çözüm yöntemlerinin alanlarını genişletme gibi önemli düzenlemeleri içermektedir.
9. Yargı Paketin olarak bilinen Kanun teklifinde denetimli serbestliğe ilişkin düzenlemeye yer verilmediği görülmektedir. Taslakta infaz hukukuna ilişkin olarak yalnızca ikinci kez mükerrirlerin koşullu salıverilmeden yararlanmasının sağlanmasına yönelik bir düzenleme yer almaktadır. Buna göre taslağın mevcut hâliyle yasalaşması hâlinde ikinci kez mükerrirlerin koşullu salıverilme oranı dörtte üç olarak belirlenecek, bu süreyi iyi hâlli olarak geçirmeleri hâlinde koşullu salıverilme hükümlerinden yararlanabilmelerinin önü açılacaktır. Yine düzenleme ile ikinci kez mükerrirlerin açık cezaevine ayrılma ve denetimli serbestlik hükümlerinden faydalanması mümkün olacaktır. Kanun teklifi taslağında infaz hukukunu ilgilendiren başkaca herhangi bir husus bulunmamaktadır. Toplumsal bir beklenti haline gelen adli mahkumlar için genel af konusunda ve hukuk devleti ve eşitlik ilkesi ile hakkaniyete aykırı bir şekilde binlerce hükümlünün mağdur edilmesine neden olan 5275 sayılı İnfaz Kanunu’nun Geçici 10. maddesinin (6) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan; “31 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla kapalı ceza infaz kurumunda bulunan ve cezasının belirli bir süresini bu kurumlarda geçiren hükümlüler” ibaresinin çıkarılmasına yönelik bir düzenleme de bulunmamaktadır. TBMM gündemine geldiğinde duyarlı ve hukukçu milletvekillerimizin bu iki husustaki toplumsal beklentiye duyarsız kalmayarak gerekli adımları atmalarını umut ediyoruz.
Son zamanlarda artan şiddet olayları ile bireysel silahlanmanın önüne geçebilmek ve kamu oyunda oluşan cezasızlık algısını ortadan kaldıracak şekilde kısa süreli hapis cezalarının infazında cezaevinde geçirilecek asgari sürelerin yeniden değerlendirilmesi ve görüşülecek olan kanun teklifine ek bir madde ilave edilmek suretiyle çözüm bulunması hususu da mümkün olabilir. 2000 tarihli TCK. Tasarısında 3 aydan az hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olanlar ile en az 2 ay süreyle cezalarını çekmemiş bulunanların şartla salıverilmeyeceği düzenlenmişti. Cezaevinde yeterli süre geçirilmeden salıvermenin önüne geçmek için benzer bir düzenlemenin mevzuatımıza getirilmesini önermekteyiz.