Güncel MakalelerHukuk Genel

Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu

Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu 
TCK Madde 171

(1) Taksirle;

a) Yangına,

b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına, Neden olan kişi, fiilin başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olması halinde, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) Tam Metin

Makale : Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması

TCK Madde 171 Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu
TCK Madde 171 Gerekçesi
Madde metninde, genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması, suç olarak tanımlanmıştır.

Genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçunun birinci fıkrasında söz konusu edilen fiillerin taksirle işlenmesi de, suç oluşturmaktadır. Ancak, bu fiiller dolayısıyla cezaya hükmedebilmek için de, kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından somut bir tehlikenin meydana gelmesi gerekir.

Bu fiillerin işlenmesiyle bir zarar neticesinin meydana gelmesi hâlinde, meydana gelen zarar neticesi açısından örneğin taksirle öldürme veya taksirle yaralama suçu oluşabilir. Bu gibi durumlarda, farklı neviden fikri içtima hükümlerinin uygulanması gerekir.

TCK 171 (Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu) Emsal Yargıtay Kararları
YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas: 2016/806 Karar: 2016/1169 Tarih: 08.02.2016

TCK 171. Madde

Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu

Taksirle yangına neden olma suçundan sanık Ö. S.’nın, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 171/1-a maddesi uyarınca 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun’un 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre infaz edilmesine ve infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Malatya 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 31.03.2015 tarihli ve 2014/936 esas, 2015/423 Sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;

Dosya kapsamına göre;

1-) 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 58/4. maddesindeki “kasıtlı suçlarla taksirli suçlar ve sırf askerî suçlarla diğer suçlar arasında tekerrür hükmü uygulanmaz” hükmüne göre sanığın tekerrüre esas alınan … 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17.06.2010 tarihli ve 2010/315 esas, 2010/391 Sayılı kararının hırsızlık suçuna dair olduğu ve kasıtlı suçun taksirli suçta tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, hükmolunan cezanın yazılı şekilde mükerrirlere özgü infaz rejimine göre infaz edilmesine karar verilmesinde,

2-) Yargıtay 8. Ceza Dairesinin benzerî bir olay sebebiyle vermiş olduğu 09.04.2007 tarihli ve 2007/3365-2892 Sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, 5237 Sayılı Kanun’un 53. maddesine göre belli haklardan yoksun bırakılmasına karar verilebilmesi için kişi hakkında kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, taksirli suçtan dolayı hapis cezasına hükmolunan sanık hakkında anılan maddedeki haklardan yoksun bırakılmasına karar verilmesinde,

İsabet görülemediğinden bahisle 5271 Sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 02.12.2015 gün ve 79309 Sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.12.2015 gün ve KYB/2015-398603 Sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.

Gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 58/4. maddesinde kasıtlı suçlarla taksirli suçlar arasında tekerrür hükümlerinin uygulanmayacağı şeklindeki açık düzenlemesine ve hükümlünün tekerrüre esas alınan sabıkasının kasıtlı suça dair olmasına karşın, genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçundan mahkumiyetine karar verilen hükümlü hakkında, adli sicil kaydında yer alan kasıtlı suçtan mahkumiyete dair ilamın tekerrüre esas alınması suretiyle 58/4 maddesine aykırı davranılması ve 5237 Sayılı TCK.nun 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının sadece kasten işlenen suçlarda uygulanabileceği gözetilmeden, hükümlü hakkında 53/1. maddesinin uygulanması,

SONUÇ : Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı’nın Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden Malatya 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 31.03.2015 gün, 2014/936 esas, 2015/423 Sayılı kararının 309. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), hüküm fıkrasından tekerrür hükümlerinin ve 53. maddesinin, uygulanmasına dair bölümlerin çıkarılmasına, infazın bu şekilde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığı’na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na tevdiine, 08.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ Esas: 2015/15290 Karar: 2015/19348 Tarih: 17.12.2015

TCK 171. Madde

Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu

1-Sanık hakkında taksirle yaralama suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;

Meydana gelen kazada, katılan Ş. D. ve E. D.’nin kendileri ile beraber evde yaşayan kişilerde hafif şekilde yaralanma olduğuna ilişkin beyanları ile katılan Y. P.’ın olaydan sonra psikolojik tedavi gördüğüne ilişkin beyanı, ayrıca Rıza Saf’ın da basit tıbbi müdahale ile giderilecek şekilde yaralandığına ilişkin doktor raporu dikkate alındığında, mahkemenin TCK’nın 89/4. maddesi uyarınca verdiği mahkumiyet kararında isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, tebliğnamedeki bozma içeren görüşe iştirak edilmemiştir.

Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1 22/4. maddelerinde yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle TCK’nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, olay nedeniyle oluşan zarar, yaralı sayısı gözetilerek, alt sınır aşılarak hak ve nasafete uygun bir ceza tayini yerine, asgari hadden ceza tayin edilmesi temyiz edenin sıfatına göre bozma sebebi yapılmamıştır.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin kusura, bilirkişi raporuna, cezanın ertelenmesi gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Hükmolunan adli para cezası taksitlendirilen sanık hakkında, ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine ilişkin ihtarın TCK’nın 52/4. maddesi yerine, infaz aşamasına ilişkin 5275 sayılı Kanunun 106/11. maddesi gereğince yapılması suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,

Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasının 3. bendinin son cümlesinin çıkarılarak yerine “TCK’nın 52/4. maddesi gereğince, ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına” ibaresinin eklenmesi suretiyle, eleştirilen husus dışında sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

2-Sanık hakkında taksirle yangına neden olma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;

Olay tarihinde sanığın müdür olduğu … Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited şirketine ait tekstil iş yerinde çalışan işçilere yemek temin etmek amacıyla kurulmuş olan yemekhanedeki LPG tüplerinden sızan gazın patlaması nedeniyle oluşan yangının çevredeki mağdurların yaralanmasına ve araçların zarar görmesine sebebiyet verdiği, TCK’nın ‘‘Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması’’ başlıklı 171. maddesinin 1. fıkrasında taksirle yangına neden olan kişinin yangın çıkarması halinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olup, somut olayda ise mağdurların yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu dikkate alındığında; taksirle yangına neden olmak suçundan karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm kurulması gerekirken, sanığın bu suçtan da mahkumiyetine karar verilmesi,

Kabul ve uygulamaya göre de;

Hükmedilen adli para cezasının taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde 5275 Sayılı İnfaz Kanunun 106/11. maddesinin tatbik edileceğine karar verilmesi,

SONUÇ : Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 17.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ Esas: 2013/2377 Karar: 2013/18943 Tarih: 11.07.2013

TCK 171. Madde

Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin eksik inceleme ile karar verildiğine ilişkin diğer temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

Sanığın tedbirsiz ve dikkatsiz şekilde kullandığı aracının ve yük olarak taşıdığı Ipg maddesinin yanması nedeniyle yaralamalı trafik kazasına sebebiyet verdiği, 5237 sayılı TCK’nın “Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması” başlıklı 171. maddesinin 1. fıkrasında taksirle yangına neden olan kişinin yangın çıkarması halinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olup, somut olayda ise katılanın yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu dikkate alındığında; sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi yerine taksirle yangına neden olmak suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,

SONUÇ : Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 11.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas: 2012/18737 Karar: 2012/29289 Tarih: 02.10.2012

TCK 171. Madde

Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu

Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, sanığın yerinde sair temyiz itirazlarının reddine, ancak:

Sanığın kendisine ait tarlanın kenarında bulunan çalı-çırpıları yakması sonucu, ateşin kontrolden çıkarak katılanın tarlasına sıçraması ve katılana ait ağaçlara zarar vermesi şeklinde gerçekleşen olayda eylemin 171/1-a maddesinde yer alan taksirle yangına neden olma suçunu oluşturduğu halde, yazılı şekilde karar verilmesi,

Sonuç: Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1 inci maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

YARGITAY 9. CEZA DAİRESİ Esas: 2007/8398 Karar: 2007/7111 Tarih: 08.10.2007

TCK 171. Madde

Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu

Dosya kapsamına göre; sanıklar Muzaffer ve Yavuz A.’ın inşaatın 4. kat zemin betonunun dökülmesi sırasında, inşaat kalıbının esnemesi sonucu yıkılmasından dolayı mağdur Yaşar K.’in Gümüşhane Devlet Hastanesi Baştabipliğinin 04.12.2006 tarihli ve 3767/2672 numaralı raporuna göre “basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek” şekilde taksirle yaralanmasına sebep oldukları ve mağdurun da şikayetçi olmadığı olayda, sanıklar hakkında 5237 sayılı Kanunun 171/1-a maddesine aykırılık nedeniyle cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, anılan Kanunun 171/1-a maddesinin ( b ) bendinde, taksirle bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine sel veya taşkına neden olmanın suç sayıldığı, ancak maddi olayda çöken yerin bina olmadığı ve bu nedenle eylemin anılan madde kapsamına girmediği halde yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK. nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığının 05.06.2007 gün ve 29347 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay C. Başsavcılığının 01.08.2007 gün ve 2007/136586 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR ve SONUÇ : Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Gümüşhane Sulh Ceza Mahkemesinin 20.02.2007 tarih ve 2006/231 – 2007/77 sayılı kararının CMK. nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre hükümlülerin cezalarının çektirilmemesine, dosyanın gereği için Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.10.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.

YARGITAY 17. CEZA DAİRESİ Esas : 2017/3079 Karar : 2018/11059 Tarih : 24.09.2018

TCK 171. Madde

Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1-Müştekinin soruşturma aşamasında alınan beyanında, 5 adet güvenlik kamerasının çocuklar tarafından çalındığını, 28.07.2013 günü sabah 06.40 sıralarında çocukların yattığı yatak bölümüne giderek kameraları sorduğunda iki tanesini geri aldığını belirttiği anlaşıldığından müştekinin dinlenilerek kameraların ne şekilde iade edildiği hususu araştırılarak çocuklar tarafından iade edildiği anlaşılırsa 5237 sayılı TCK’nın 168/4. maddesi uyarınca müştekiden kısmi iadeye rızası olup olmadığı sorulmak suretiyle suça sürüklenen çocuklar hakkında aynı Kanunun 168/1. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı belirlenmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,

2-Tüm dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocukların, yurt binası içindeki kameralardan kestikleri kabloları alıp yurdun hamamında yakmak isterken yangının biranda büyüdüğü, binadaki yangın alarmının çaldığı, yurt nöbetçi amiri ve güvenlik görevlisinin olay yerine geldiği, çocuklarla birlikte yangını daha büyük boyuta ulaşmadan söndürdükleri, yangın nedeniyle hamamdaki lamba, lamba tesisatı ve fayansların zarar gördüğü, yine ertesi sabah suça sürüklenen çocukların tekrar bir araya gelerek yurt bahçesindeki ağaç dibinde tekrar ateş yaktıkları, ateşin büyüyerek yangına sebebiyet verdiği, fakat yine görevlilerin yetişmesiyle yangının büyümeden söndürüldüğü, suça sürüklenen çocukların çalmış oldukları kabloyu yaktıkları sırada yangın çıkması nedeniyle hamamda zarar oluştuğu, mala zarar verme suçunun kasten veya olası kast ile işlenebileceği, taksirle işlenmesinin mümkün olmadığı, olası kastla mala zarar verme suçunun işlenebilmesi için, sanığın gerçekleşmesi muhtemel sonuçları öngörmesine rağmen bu sonuçları kabullenmesi, neticenin gerçekleşmesine aldırmaması ve eylemine “olursa olsun” bilinciyle devam etmesi gerektiği, taksir de ise kendi yetenekleri, algılama gücü, tecrübeleri, bilgi düzeyi ve içinde bulunduğu koşullar altında objektif olarak var olan dikkat ve özen yükümlülüğünü öngörebilecek ve yerine getirebilecek durumda olması, ancak neticenin istenmemesine rağmen sonucun meydana gelmesi gerektiği, somut olayımızda suça sürüklenen çocukların eylemlerinin taksir düzeyinde kaldığı ve mala zarar verme suçunun taksirle işlenmesinin mümkün olmadığı gözetilmeden, yasal unsurları oluşmayan atılı mala zarar verme suçundan suça sürüklenen çocukların beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,

3-Suça sürüklenen çocukların, yurt binası içindeki kameralardan kestikleri kabloları alıp yurdun hamamında yakmak isterken yangının biranda büyüdüğü, binadaki yangın alarmının çaldığı, yurt nöbetçi amiri ve güvenlik görevlisinin olay yerine geldiği, çocuklarla birlikte yangını daha büyük boyuta ulaşmadan söndürdükleri, yangın nedeniyle hamamdaki lamba, lamba tesisatı ve fayansların zarar gördüğü, yine ertesi sabah suça sürüklenen çocukların tekrar bir araya gelerek yurt bahçesindeki ağaç dibinde tekrar ateş yaktıkları, ateşin büyüyerek yangına sebebiyet verdiği, fakat yine görevlilerin yetişmesiyle yangının büyümeden söndürüldüğü, suça sürüklenen çocukların aşamalarda alınan savunmalarında oyun oynamak için ateş yaktıklarını belirttikleri, suça sürüklenen çocukların eylemlerinin TCK’nın 171/1. maddesinde tanımlanan taksirle yangın suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi suretiyle fazla ceza tayini,

Kabule göre de;

4-Kasten yangın çıkarma suçundan kurulan hükümde uygulama maddesinin TCK’nın 170/1-a yerine TCK’nın 125/1 olarak gösterilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar …, … ve … müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 24.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/9732 Karar : 2016/5543 Tarih : 4.04.2016

TCK 171. Madde

Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu

Mağdur …‘ün Ulucanlar Göz Hastanesi’nden alınan 06.05.2014 tarihli raporuna göre sol gözde organ işlev kaybının bulunduğunun belirtilmesine ve sanık hakkında TCK’nın 89/3-b maddesi uyarınca temel cezadan 1 kat artırım yapılması yerine yerine, TCK’nın 89/2-a maddesi uyarınca yarı oranında artırım yapılarak sanığa eksik ceza tayini, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1-5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarının taksirli suçlarda uygulama olanağı bulunmadığı gözetilmeden anılan madde ile sanık hakkında hak yoksunluğuna hükmedilmesi,

2- Sanığın sabıka kaydında bulunan Sungurlu Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2012/218 Esas, 2012/399 Karar sayılı, 20.11.2012 kesinleşme tarihli genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçundan TCK’nın 171.maddesi uyarınca verilen erteli 2 ay 15 gün hapis cezasına ilişkin ilamının tekerrüre esas olmasına ve TCK’nın 58/4. maddesinde kasıtlı suçlarla taksirli suçlar arasında tekerrür hükümlerinin uygulanmayacağı şeklindeki düzenlemeye rağmen, sanığın tekerrüre esas alınan sabıkası olarak suç eşyasının satın alınması suçuna ilişkin Sungurlu Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/304 Esas, 2012/220 Karar sayılı TCK’nın 165/1.maddesi uyarınca verilen 5 ay erteli hapis cezasına ilişkin ilamının gösterilmesi,

3-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan “failin güttüğü amaç ve saik” gerekçelerine dayanılamayacağının gözetilmemesi,

Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak; yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 1.bendinde yer alan “failin güttüğü amaç ve saiki” ibaresi ile hükmün hak yoksunluğuna ilişkin 5. bendinin hüküm fıkrasından tamamen çıkarılması, yine hükmün tekerrür uygulanmasına ilişkin 8.bendinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “Sanığın adli sicil kaydında bulunan, Sungurlu Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2012/218 Esas, 2012/399 Karar sayılı, 20.11.2012 kesinleşme tarihli ilam tekerrüre esas olduğundan hükmolunan hapis cezasının TCK’nın 58/6. maddesi uyarınca mükerrerlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” bendinin eklenmesi suretiyle, eleştirilen husus dışında sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Daha Fazla Göster

Avukat İsmail Gürses

Gürses Hukuk Bürosu kurucu Avukat İsmail GÜRSES ile ekibi; hukuki süreçte başarılı bir şekilde çalışma yürütmekte, müvekkillerin davaları konusunda etkin çözüm yollarıyla hareket ederek kurumsal bir şekilde danışmanlık ve avukatlık hizmeti sunmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu