Hukuk Genel

Kamu Görevlilerinin Ticaret Yapması!

Kamu görevlilerinin ticaret yapması konusu, Türkiye’de sıkı yasal düzenlemelere tabidir. Kamu görevlilerinin ticari faaliyetlerde bulunması, kamu görevlerinin tarafsızlık ve dürüstlükle yürütülmesini sağlamak amacıyla sınırlanmıştır. Bu kısıtlamalar, Anayasa, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve ilgili diğer mevzuatta detaylı bir şekilde açıklanmaktadır.

Anayasa ve Kamu Görevlilerinin Ticaret Yasağı

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 128. maddesine göre, kamu görevlileri, kanunlarla öngörülen istisnalar haricinde ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunamazlar. Bu madde, devlet memurlarının ticaret yapmalarının temel dayanağını oluşturur.

657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 28. maddesi, devlet memurlarının ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunmalarını yasaklamaktadır. Kanuna göre, memurlar:

  • Ticari bir faaliyeti doğrudan veya dolaylı olarak yapamazlar.
  • Tacir veya esnaf sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamazlar.
  • Ticari bir şirkette görev alamazlar ve yönetim organlarında yer alamazlar.

Ancak, kanun bazı istisnalar öngörmüştür. Örneğin, devlet memurlarının eser sahibi olarak telif haklarından gelir elde etmeleri, bilimsel, sanatsal, edebi veya kültürel çalışmalarda bulunmaları mümkündür. Ayrıca, tarım ve hayvancılık faaliyetleri, yönetim görevine dahil olmamak kaydıyla bazı limited şirketlerin hisselerine sahip olmaları gibi bazı faaliyetlere sınırlı ölçüde izin verilmektedir.

İstisnai Durumlar

Bazı kamu görevlileri için özel düzenlemeler yapılabilir. Örneğin:

  • Akademisyenler: Üniversite öğretim elemanları, ilgili mevzuat çerçevesinde, üniversitelerinin izniyle ticari faaliyetlerde bulunabilirler.
  • Belediye Başkanları ve Meclis Üyeleri: Belediyelerin bazı görevlerinde bulunan kişiler, özel koşullarda ticari faaliyette bulunabilir.

Ticaret Yasağına Aykırılığın Sonuçları

Devlet memurları, ticaret yasağına aykırı davranmaları durumunda, disiplin soruşturmalarına ve cezalarına tabi tutulabilir. Bu tür ihlaller, genellikle kademe ilerlemesinin durdurulması, ücret kesintisi gibi idari yaptırımlarla sonuçlanır. Daha ciddi durumlarda, görevden uzaklaştırma ya da işten çıkarılma gibi yaptırımlar uygulanabilir.

Kamu Görevlilerinin Ticarete Girmesi Halinde Hukuki Süreç

Bir kamu görevlisinin yasaklara rağmen ticaret yapması halinde, idare tarafından disiplin soruşturması başlatılır ve gerekli cezai yaptırımlar uygulanır. Aynı zamanda, kamu görevlisinin çıkar çatışması yaşaması veya kamu kaynaklarını kendi menfaatine kullanması durumunda, Türk Ceza Kanunu’na göre yargılama da söz konusu olabilir.

Özetle, kamu görevlilerinin ticari faaliyetlerde bulunmaları kural olarak yasaklanmış olup, sınırlı ve belirli istisnalar dışında bu yasağa uymaları gerekmektedir. Bu yasak, kamu görevlilerinin görevlerini tarafsız, dürüst ve kamu yararına uygun bir şekilde yerine getirmelerini sağlamak için önemli bir önlem olarak kabul edilmektedir.

Kamu görevlilerinin ticaret yapmasının ayrıntılarına daha derinlemesine bir bakış sunalım. Konuyu daha kapsamlı değerlendirmek için Türkiye’deki anayasal, yasal, etik ve disiplinel çerçeveyi ele alarak, istisnaların dayanaklarını ve sınırlarını daha detaylı inceleyelim.

1. Anayasal Çerçeve ve Kamu Hizmetinin Niteliği

Anayasa’nın 128. maddesi, kamu görevlilerinin temel yükümlülüklerini belirler ve onların görevlerini yerine getirirken, kamu hizmetlerinin sürekliliği ve güvenilirliğinin sağlanmasını amaçlar. Bu çerçevede:

  • Tarafsızlık ve Dürüstlük İlkesi: Kamu görevlileri, görevlerini yerine getirirken her türlü özel menfaatten uzak durmalı ve yalnızca kamu yararını gözetmelidir. Ticaret yapmalarına izin verilmesi durumunda, bu kişiler, ticari menfaat ile kamu yararını bağdaştırmakta zorlanabilir.
  • Çıkar Çatışması: Kamu görevlilerinin ticaret yapmaları halinde, kamu ve kişisel menfaat arasında çatışmalar ortaya çıkabilir. Özellikle kamu görevlisinin bir işletme sahibi olması ya da yönetici olarak görev alması durumunda, iş ilişkilerinde tarafsızlığını koruması zorlaşabilir. Bu durum, kamuoyunun devlete olan güvenini zedeleyebilir.

2. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 28. Maddesi

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, kamu görevlilerinin ticaret yapmasını belirli sınırlar çerçevesinde yasaklar ve yasadışı ticaret yapan kamu görevlilerine yönelik yaptırımları düzenler. Kanunun 28. maddesi detaylı bir biçimde incelendiğinde:

  • Ticari Faaliyet Yasağı: Devlet memurlarının ticari bir faaliyete doğrudan veya dolaylı olarak katılmaları yasaklanmıştır. “Dolaylı” katılım ifadesiyle, memurun bir şirkete hissedar olarak katılması ya da yönetici olarak sorumluluk alması engellenmiştir. Örneğin, memur kendi adına bir dükkan açamayacağı gibi bir şirkette yönetici olarak görev de alamaz.
  • Tacir veya Esnaf Sayılmalarını Gerektirecek Faaliyetlerde Bulunma Yasağı: Tacir veya esnaf olarak kabul edilebilecek her türlü faaliyet memurlara yasaklanmıştır. Ticaret siciline kayıtlı olarak herhangi bir ticari faaliyet yürütmek yasaktır. Bu sınırlama, hem ekonomik çıkar sağlama amacını hem de bir işletmeyi yönetme sorumluluğunu içerir.

3. İstisnalar ve İlgili Düzenlemeler

Kanunda belirli alanlarda kamu görevlilerine tanınan bazı sınırlı istisnalar bulunmaktadır. Bu istisnaların temel amacı, kamu görevlilerinin ticari nitelik taşımayan bazı faaliyetlerden gelir elde edebilmelerine olanak tanımaktır:

  • Eser Sahibine Tanınan Haklar: Kamu görevlileri, kendi bilgi ve birikimlerini kullanarak kitap, makale, rapor veya sanatsal eserler üretebilirler. Telif haklarından elde edilen gelir, ticari bir faaliyet olarak değerlendirilmediği için memurlara serbest bırakılmıştır. Bu, kamu görevlilerinin entelektüel üretimini desteklemeyi amaçlar.
  • Bilimsel ve Sanatsal Faaliyetler: Akademik faaliyetler, kültürel etkinlikler, sanatsal üretim gibi faaliyetler genellikle ticari faaliyet olarak değerlendirilmeyen alanlardandır. Kamu görevlilerinin, ilgili makamdan izin alarak bu tür faaliyetlerde bulunmaları mümkündür. Bu tür faaliyetler, toplum yararına yönelik katkı sağlama açısından önemlidir.
  • Tarım ve Hayvancılık Faaliyetleri: Kamu görevlilerine, tarımsal faaliyetlerde bulunmaları koşullu olarak izin verilmiştir. Tarım ve hayvancılık faaliyetleri, ticari faaliyet niteliğinde görülmemekte, ancak bu faaliyetlerden elde edilen gelir belirli sınırlamalara tabidir. Örneğin, kamu görevlisi olarak bir işletme kurup ürün satışı yapmaktan ziyade, hobi niteliğinde bu faaliyeti yürütmesi gerekmektedir.

4. İlgili Diğer Mevzuat: Etik İlkeler ve Çıkar Çatışması Yönetmeliği

Kamu görevlilerinin ticari faaliyette bulunma yasağı, çıkar çatışmalarını önlemeye yönelik etik kurallarla da desteklenmiştir. Türkiye’deki Kamu Görevlileri Etik Kurulu, kamu görevlilerinin davranış kurallarını belirleyen bir rehber sunar ve bu kurallar arasında çıkar çatışmasını önleme yükümlülüğü de bulunur. Bu kapsamda:

  • Çıkar Çatışmasının Yönetimi: Kamu görevlileri, görevleri esnasında tarafsız kalmak ve çıkar çatışmalarından kaçınmak zorundadır. Örneğin, bir kamu görevlisi, kendi özel şirketiyle devlete mal veya hizmet satışı yapamaz.
  • Disiplin ve Gözetim Mekanizmaları: Etik ilkeler ve ilgili mevzuat uyarınca, çıkar çatışmalarının önlenmesi amacıyla kamu görevlilerinin ticari faaliyetlerinin sürekli denetim altında tutulması gerekmektedir. Herhangi bir kamu görevlisinin ticari faaliyetleri tespit edildiğinde, disiplin kurulları aracılığıyla soruşturma başlatılır.

5. Ticaret Yasağının İhlal Edilmesi Durumunda Uygulanan Yaptırımlar

657 sayılı Kanun çerçevesinde, kamu görevlilerinin ticaret yasağına uymamaları durumunda çeşitli yaptırımlar uygulanmaktadır. Bu yaptırımlar arasında:

  • Uyarı ve Kınama Cezaları: Ticari faaliyet yasağını ihlal eden memurlar, uyarı ya da kınama gibi disiplin cezaları alabilirler.
  • Kademe İlerlemesinin Durdurulması: Memur, ticari faaliyette bulunma yasağını ihlal ettiğinde, kademe ilerlemesi durdurulabilir. Bu yaptırım, memurun terfi etme hakkını geçici olarak durdurur.
  • Görevden Uzaklaştırma ve İşten Çıkarma: Devlet memurunun yasa dışı ticari faaliyette bulunduğu ve bu faaliyetlerin kamu göreviyle bağdaşmadığı tespit edilirse, kamu görevlisi işten çıkarılabilir.

6. Türk Ceza Kanunu Kapsamında Değerlendirme

Bazı durumlarda, kamu görevlisinin ticari faaliyette bulunması Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında da suç teşkil edebilir. Örneğin, kamu görevlisinin kendi ticari çıkarları için görevi kötüye kullanması veya devlete zarar vermesi durumunda, TCK’nın 257. maddesi uyarınca “Görevi Kötüye Kullanma” suçu işlenmiş sayılabilir ve kamu görevlisi hapis cezası ile karşılaşabilir.

Sonuç: Kamu Görevlilerinin Ticaret Yasağı Neden Önemlidir?

Kamu görevlilerinin ticaret yasağının arkasında, devletin tarafsızlığı, kamu kaynaklarının etkin ve adil kullanımı, kamu görevlilerinin tarafsız davranmaları ve topluma olan güvenin korunması gibi temel ilkeler yatmaktadır. Ticaret yasağının istisnaları ise yalnızca kamu görevlilerinin görev dışı alanlardaki kişisel gelişimlerine destek olmak amacıyla belirlenmiştir. Aksi halde, kamu görevlilerinin ticari faaliyetlerde bulunması, kamu hizmetinin güvenilirliğini zedeleyebilir, devlet kurumlarına olan güveni azaltabilir ve kamu yararını tehlikeye atabilir.

Bu yüzden kamu görevlilerinin ticaret yasağı ve etik ilkeleri, kamu hizmetinin bütünlüğünü sağlamak açısından kritik bir öneme sahiptir.

Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 259. maddesi, “İrtikap Suçu” başlığı altında düzenlenmiştir. Bu madde, kamu görevlilerinin kendi konumlarını kullanarak menfaat sağlamalarını önlemek için geliştirilmiş bir suç türüdür. İrtikap, kamu görevlisinin göreviyle ilgili olarak bir kişiyi korkutmak, yanıltmak veya baskı kurarak kendisine veya bir başkasına haksız bir menfaat sağlaması anlamına gelir.

TCK Madde 259 – İrtikap Suçunun Unsurları

İrtikap suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 259. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:

1. Zor veya Tehdit Kullanarak Menfaat Sağlama (Korkutma):
Bu durumda, kamu görevlisi görevine dayanarak, bir kişiyi korkutarak kendisine veya üçüncü bir kişiye çıkar sağlamaya çalışır. Örneğin, bir kamu görevlisinin bir vatandaşı haksız bir şekilde ceza veya başka bir işlemle tehdit ederek ondan para talep etmesi bu kapsama girer. Bu durum, mağdur üzerinde fiziksel değil, psikolojik baskı oluşturarak haksız menfaat elde edilmesini ifade eder.

2. Aldatma veya Kandırma Yöntemiyle Menfaat Sağlama:
Kamu görevlisi, görevini kötüye kullanarak bir kişiyi yanıltır veya ona yanlış bilgi verir ve bu şekilde haksız menfaat sağlar. Bu durumda, kamu görevlisi, mağduru belirli bir sonucun gerçekleşeceğine inandırarak, yanıltıcı bilgi ya da yönlendirmelerle haksız çıkar sağlar.

İrtikap Suçunun Cezası

TCK’nın 259. maddesine göre irtikap suçunu işleyen kamu görevlileri hakkında, suçun işlenme şekline ve olayın ağırlığına göre farklı cezalar öngörülmüştür. Bu kapsamda, suçun niteliğine göre 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası verilebilir. Ayrıca suç, kamu görevlisinin görevi kötüye kullanma ya da mağdur üzerinde doğrudan bir baskı kurarak gerçekleşmişse ceza artırılabilir.

Örnek Senaryolarla İrtikap Suçu

  • Korkutma Yoluyla İrtikap: Bir kamu görevlisinin, vatandaşları vergi incelemesine tabi tutmakla tehdit ederek kendisine ödeme yapılmasını sağlaması.
  • Aldatma Yoluyla İrtikap: Bir belediye görevlisinin, vatandaşlardan işlem hızlandırma adı altında yasa dışı ödemeler talep etmesi.

İrtikap Suçunda Şikayet Süreci

İrtikap suçu, kamu düzenini bozucu ve mağdurun haklarını ihlal edici bir nitelik taşıdığı için şikayete bağlı değildir; savcılık doğrudan harekete geçebilir. Bu tür suçlar, mağdurlar veya tanıklar tarafından savcılığa bildirildiğinde soruşturma başlatılır.

İrtikap suçu, kamu görevlilerinin güvenilirliğini ve toplumun devlete olan güvenini tehdit ettiği için Türkiye’de ağır yaptırımlarla düzenlenmiş önemli bir suçtur.

Kamu görevlilerinin ticaret yapmasıyla ilgili emsal kararlar, Türkiye’de mahkemelerce verilen ve kamu görevlilerinin ticaret yapmasıyla ilgili sınırları daha net belirleyen kararlar içermektedir. Bu kararlar, genellikle Danıştay ve Yargıtay kararlarından oluşur ve kamu görevlilerinin ticari faaliyette bulunmaları, şirketlerde görev almaları ya da dolaylı olarak ticaretle ilgilenmeleri durumlarında verilen önemli içtihatları içerir.

1. Danıştay Kararı: Ticari Faaliyet Yasağının Kapsamı

Danıştay 12. Dairesi’nin bir kararında, devlet memurunun ticari faaliyet yürütmesine ilişkin kısıtlamalar detaylandırılmıştır. Bu karar şu unsurları içermektedir:

  • Örnek Karar: Danıştay, bir kamu görevlisinin eşiyle birlikte bir ticari işletme açmasını ve buradan gelir elde etmesini, ticaret yasağına aykırı bir davranış olarak değerlendirmiştir. Emsal teşkil eden bu kararda, devlet memurunun eşinin adına kayıtlı bir işletmede fiilen çalışmasının ve bu işletmenin kazancından yararlanmasının dolaylı bir ticari faaliyet olarak görüldüğü vurgulanmıştır.
  • Gerekçelendirme: Kararda, ticaret yasağının amacının kamu görevlisinin görevini tarafsız ve dürüst bir şekilde yerine getirmesini sağlamak olduğu belirtilmiş, dolaylı olarak bile ticari faaliyetten gelir elde etmesinin bu ilkeyi ihlal edeceğine hükmedilmiştir.

2. Yargıtay Kararı: Şirket Ortaklığı ve Ticaret Yasağı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından verilen bir başka emsal karar ise, kamu görevlisinin bir şirkette hissedar olması durumuna ilişkindir. Yargıtay, kamu görevlisinin bir şirkette ortak olması halinde hangi durumların ticaret yasağına aykırılık teşkil edeceğini değerlendirmiştir:

  • Örnek Karar: Bir kamu görevlisinin bir limited şirkette %10 oranında hisseye sahip olması durumu Yargıtay tarafından incelenmiştir. Kararda, kamu görevlisinin şirkette yalnızca pasif bir ortak olması ve yönetimde aktif bir rol almaması koşuluyla bu tür ortaklıkların ticaret yasağına aykırılık teşkil etmeyeceği sonucuna varılmıştır.
  • Gerekçelendirme: Kararda, kamu görevlisinin şirketin yönetiminde yer almaması ve sadece sermaye ortaklığı ile sınırlı bir bağının olması halinde, bu durumun ticari faaliyet olarak değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir. Ancak, şirketin yönetiminde veya idari bir pozisyonda görev alması halinde, bu durumun yasağa aykırı olduğu vurgulanmıştır.

3. Danıştay Kararı: Faaliyet Alanı Kapsamında Ticaret Yasağı

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından verilen bir karar, kamu görevlisinin görev alanıyla doğrudan ilgili bir alanda ticaret yapması durumunda disiplin cezası verilmesine yönelik önemli bir içtihat oluşturmuştur.

  • Örnek Karar: Belediyede imar işleri ile görevli bir kamu görevlisinin, kendi adına kayıtlı bir inşaat şirketi aracılığıyla belediye sınırları içinde taşeronluk yapması olayında, Danıştay bu durumun açıkça ticaret yasağına aykırılık teşkil ettiğine karar vermiştir.
  • Gerekçelendirme: Danıştay, kamu görevlisinin görev alanıyla doğrudan ilgili bir ticari faaliyette bulunmasının çıkar çatışmasına yol açacağını ve tarafsızlığını ihlal edeceğini vurgulamıştır. Kararda, memurun görev alanıyla ilgili bir alanda ticaret yapmasının, kamu görevinin güvenilirliğini zedeleyeceğine ve çıkar çatışması yaratacağına dikkat çekilmiştir.

4. Anayasa Mahkemesi Kararı: Akademisyenlerin Ticaret Yapma İstisnası

Anayasa Mahkemesi tarafından verilen bir karar, üniversite öğretim üyelerinin ticari faaliyetlerde bulunmalarıyla ilgili istisnai durumlara değinmektedir. Akademik faaliyetlerin serbest olduğu durumlarda, kamu görevlisi akademisyenlerin sınırlı ticari faaliyetlerde bulunmalarının değerlendirilmesi yapılmıştır.

  • Örnek Karar: Anayasa Mahkemesi, üniversitede öğretim üyesi olarak çalışan bir akademisyenin, bilimsel araştırmalarından elde ettiği gelirler için, kamu görevlisi olsa bile ticaret yapma yasağı kapsamında değerlendirilmeyeceğine hükmetmiştir.
  • Gerekçelendirme: Kararda, akademisyenlerin bilimsel, sanatsal ya da teknik bilgiye dayalı faaliyetlerde bulunmalarının kamu yararına uygun olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, akademisyenlerin üniversite yönetiminden izin alarak ticari faaliyetlerde bulunmaları halinde bu durumun ticaret yasağına aykırılık teşkil etmeyeceği sonucuna varılmıştır.

5. Yargıtay Ceza Dairesi Kararı: Ticaret Yapma Yasağının İhlalinde Cezai Yaptırım

Yargıtay Ceza Daireleri tarafından verilen bir karar, ticaret yasağına rağmen ticari faaliyette bulunan bir kamu görevlisinin cezalandırılmasına ilişkindir.

  • Örnek Karar: Yargıtay, bir kamu görevlisinin yasa dışı bir şekilde ticaret yaparak kamu görevini kötüye kullanması durumunda, TCK’nın 257. maddesi (Görevi Kötüye Kullanma Suçu) uyarınca cezalandırılmasına hükmetmiştir.
  • Gerekçelendirme: Kararda, kamu görevlisinin ticaret yaparak görevini kötüye kullandığı ve bu yolla haksız menfaat sağladığı tespit edilmiştir. Bu durumda, kamu görevlisinin hem disiplin cezası hem de ceza kanununa göre adli yaptırımla karşılaşabileceği belirtilmiştir.

Özet

Bu emsal kararlar, kamu görevlilerinin ticaret yapma yasağının nasıl uygulandığını ve hangi durumlarda istisna tanındığını göstermektedir. Danıştay ve Yargıtay kararları, kamu görevlilerinin ticari faaliyette bulunma yasağına aykırı davranışların sonuçlarını ortaya koymuş, belirli durumlarda hangi faaliyetlerin dolaylı ya da doğrudan ticaret sayılacağı konusunda önemli ölçütler sunmuştur.

Bu emsal kararlar, kamu görevlilerinin ticaret yasağına riayet etmelerinin, görevlerinin tarafsızlığı ve kamu yararına uygunluğunu sağlamak açısından kritik bir öneme sahip olduğunu vurgulamaktadır.

Daha Fazla Göster

Avukat İsmail Gürses

Gürses Hukuk Bürosu kurucu Avukat İsmail GÜRSES ile ekibi; hukuki süreçte başarılı bir şekilde çalışma yürütmekte, müvekkillerin davaları konusunda etkin çözüm yollarıyla hareket ederek kurumsal bir şekilde danışmanlık ve avukatlık hizmeti sunmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu